İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

Küresel iklim sistemi, atmosferin oluşumundan bu yana tüm zaman ve alan ölçeklerinde değişme eğiliminde olmuştur ve bu değişim yerküre/atmosfer sisteminin öteki bileşenlerindeki doğal değişikliklerle ilgilidir. Ancak 19.yy’ın ortalarından beri bu doğal değişikliğe ek olarak ilk kez insan etkinliklerinin de küresel iklimi etkilediği yeni bir döneme girilmiştir.

1850’li yıllarda başlayan sanayileşme ile birlikte özellikle fosil yakıtların yakılması, arazi kullanımı değişiklikleri, ormanların tahribi ve çarpık sanayileşme gibi insan faaliyetleri neticesinde, sera gazları atmosferde birikerek atmosferin kimyasal özelliklerini etkilemekte uzun vadede ise sera etkisi yüzünden küresel ölçekte iklim değişikliğine sebep olmaktadır.

Güneş’in yaydığı kızılötesi ışınlar milyonlarca kilometrelik bir yolculuktan sonra dünyamıza ulaşır. Bu ışınların bir kısmı yeryüzüne çarparak toprağı ve denizleri ısıtır, bir kısmı ise yeryüzüne çarptıktan sonra yansıyarak tekrar uzaya geri döner. Ancak havada bulunan sera gazları, kızılötesi ışımaların bir kısmını soğurarak, atmosferden dışarı çıkmalarını engeller. Bu soğurma olayı, atmosferin ısınmasına yol açar.

Atmosferdeki sera gazları ne kadar çoksa o kadar çok ısı tutulur. Bunun sonucunda da Dünya’nın ortalama sıcaklığında yükselme görülür.

Küresel ısınma, sera gazı salımlarındaki artışlara bağlı olarak küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında artışları ifade etmektedir. Küresel ısınmanın en önemli sebebi atmosferde sera etkisi yapan CO2 ve metan (CH4) gibi sera gazı salımlarındaki hızlı artıştır.

Seragaz birikimlerindeki değişiklikler

  Sanayi Devrimi Öncesi  2005 Değişim %
CO2 280 ppm 379 ppm % 35
CH4 715 ppb 1774 ppb % 148
N2O 270 ppb 319 ppb % 18

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli - IPCC'nin 2007 yılında yayımlanan Dördüncü Değerlendirme Raporu'na göre, küresel ısınma artık tartışmasız bir gerçektir ve bunun önemli bir bölümünden insanoğlu sorumludur. Enerji, sanayi, ulaşım, tarım, atık, ormancılık ve arazi kullanımı sektörlerinden kaynaklanan toplam 6 temel sera gazının salımı, 1970 - 2004 yılları arasında %70 artarak 49 milyar ton eş-CO2 düzeyine çıkmıştır. Bu süreçte, 1995-2004 dönemindeki yıllık artış hızı, 1970 - 1994 dönemindeki yıllık artışın 2 katına yaklaşmıştır. İnsan kaynaklı sera gazı salımlarının % 65’e yakını fosil yakıtların yanmasından kaynaklanmıştır. Küresel ortalama yüzey sıcaklığı son yüzyılda 0.74 °C artmıştır.

Bu ısınma eğilimi 1980’li yıllardan sonra daha da belirginleşmiş ve bu dönemde her yıl yüksek sıcaklık rekorları kırılmıştır. 1998 yılı küresel ortalamalar açısından, aletli sıcaklık gözlemlerinin yapılmaya başlandığı 1860 yılından bu yana yaşanan en sıcak yıl olarak kaydedilmiştir.

Sıcaklıklardaki artışa bağlı olarak, hidrolojik çevrimin değişmesi, kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün yüzey olarak daralması, deniz seviyesinin yükselmesi, şiddetli hava olaylarının sıklığının ve şiddetinin artması, kuraklık, çölleşme, salgın hastalıkların ve zararlıların artması gibi, dünya ölçeğinde sosyo-ekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan hayatını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek önemli değişikliklerin olacağı tahmin edilmektedir. Bu değişikliklerin bazıları, özellikle 20. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren görülmeye başlanmıştır.

Yapılan araştırmalara göre Sanayi Devrimi öncesi seviyelere kıyasla ortalama 2 °C ve üstü bir küresel ısınma   tehlikeli ve geri dönüşü olmayan etkiler yaratacaktır.  Isı artışının bu yüzyılda 2 °C ile sınırlı kalması geleceğimiz için çok önemlidir ancak mevcut iş yapış şekilleri ve alışılmış yaşam standartlarının devamı ile bu pek mümkün görülmemektedir.

Küresel ısınma sonrasında gerçekleşmesi beklenen bazı olaylar;

Uluslararası Tarihçe